24 Şubat'ta Rus ordusu Ukrayna'daki askeri operasyonlarına başladı. Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık ve Avrupa Birliği, Rusya Federasyonu'na karşı kapsamlı yaptırımlar ilan etse de enerji ile ilgili yaptırımlar uygulama konusunda isteksizdi. Alman hükümeti, Kuzey Akım 2 projesini durdurduğunu açıkladığı zaman, Rus Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev, Avrupalıların 1.000 metreküp doğal gaz için 2.000 € ödemeye hazır olmaları gerektiğini tweetledi.
Nord Stream 2 boru hattı geçtiğimiz aylarda inşa edildi. Alman hükümeti hala lisans prosedürü üzerinde çalıştığı için faaliyete geçmedi. Boru hattının 2021'in son çeyreğinden önce gaz taşıması planlanmamıştı, bu nedenle projeye ara vermek gaz ithalatını azaltmak anlamına gelmiyordu. Öte yandan, Kuzey Akım 1 boru hattı açık kaldı ve Rus taarruzunun başlangıcından bu yana gaz akışı devam etti. Ayrıca Avrupa ülkeleri artan oranlarda Ukrayna üzerinden bile Rus gazını almaya devam etti. Gelecekte gaz fiyatlarının artması korkusu, bu işlemi Avrupalılar için ekonomik olarak mantıklı kıldı. Ancak bu aynı zamanda Rusya'ya enerji kaynakları için her gün 350 milyon dolar ödenmeye devam ettiği ve petrol fiyatları yükselmeye devam ederse daha da artacağı anlamına geliyordu.
Rusya'nın Ukrayna'daki ilerlemesini durdurmaya yönelik kapsamlı yaptırımlar, çoğunlukla finansal işlemleri ve enerji sektörü hariç Rus ekonomisini hedef alıyor. Alman hükümeti, başlangıçta Rus bankalarının SWIFT sisteminden yasaklanmasına karşı çıktı, bu yaptırımları uygulamayı kabul etti, ancak bazı bankaları enerji ödemeleri için muaf tuttu .
Enerjiyle ilgili ilk hamle, büyük petrol şirketi BP'nin Rus saldırganlığı nedeniyle Rosneft'teki hisselerinden vazgeçeceklerini açıklamasıyla gerçekleşti. Bu, büyük petrol şirketlerinin Rus ilerlemesini durdurmak için kazançlarını kaybetmeye hazır olduklarını göstermeleri için önemli bir başlangıçtı. Hamlenin şirket için tahmini maliyeti 15-25 milyar dolar arasında hesaplanıyor , ancak BP'nin bu hisseleri kime satacağı ve finansal yaptırımlar nedeniyle işlemin nasıl gerçekleştirileceği belli değil. Ancak bu belirsizliğe rağmen, bu hamle diğer enerji şirketlerinin, Shell ve Exxon'un Rusya'daki operasyonlarından çıktığını açıklamalarına da yol açtı. Yalnızca Fransız enerji şirketi Total, Rusya’da kalacaklarını ancak artık yeni projeler için sermaye sağlamayacağını belirtti.
Rusya'nın petrol ve gaz ithalatını durdurmak ve hatta azaltmak, Avrupa ekonomisi ve toplumu için yıkıcı sonuçlar anlamına gelebilir. Bugün Rus gazı, Avrupa talebinin 1/3'ünü karşılıyor ve bundan vazgeçmek, daha da fazla elektrik ve akaryakıt fiyatlarının artması, toplumda huzursuzluk yaratacak. Aynı zamanda iklim projelerinin ertelenmesi, daha fazla kömür yakılması, yeşil enerji uğruna kapatılan nükleer tesislerin yeniden açılması anlamına da gelebilir. Enerji geçişinin dinamikleri, hangi yenilenebilir enerji projelerinin ne kadar destekleneceği böyle bir karar alırsa tamamen farklı bir yön evrilebilir.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelensky'nin başarılı medya yönetimi ve Ukraynalıların direnişi sayesinde Avrupa'daki insanlar artık Rus gazını tüketmeyerek acı çekmeye razı olduklarını göstermek için seslerini yükseltiyor. Ukrayna direnişinin Batı desteğiyle artması gereken tam aksine Ukraynalıların Rus güçlerine karşı tutunmaları ile Avurpa’dan gelen desteğin arttığını görüyoruz. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki, Ukraynalılar sadece bir hafta içinde mağlup edilemediler diye Ukrayna'nın zaferini ilan etmek saflık olur.
Rus tarafına baktığımızda, hükümet yetkilileri Avrupalıların doğal gaz ve petrol talebinin Ukrayna'daki savaştan etkilenmeyeceğinden emin görünüyorlar ve bu düşüncelerini sosyal medyada açıkça paylaşıyorlar. Ancak Batı'dan büyük yaptırımlar almalarına rağmen, enerji arzını kesintiye uğratarak misilleme yapmıyorlar. Sosyal medyada ve TV'lerde birçok uzman ve davetli konuklar, Rus hükümetinin rasyonel davranıp davranmadığını ve yaptırımlarla karşılaşacakları zararın miktarını doğru hesaplayıp hesaplamadıklarını tartışmaya devam ediyorlar. Gerçeği zaman gösterecek. Ancak, yaptırımlar birdenbire enerji ticaretini de kapsadığı takdirde, gaz talebine çok fazla güvenmek, Rusya'nın kırılganlığına dönüşebilir. Bu aynı zamanda Avrupalıların Ukraynalıları kurtarmak için hayati enerji kaynaklarını kesintiye uğramadan alma ile oluşan konfor bölgelerini kaybetmeyi göze alabildiklerini gösterecek. Rusya ekonomisine büyük bir mali yük getirirken Batı ekonomilerini çok zorlamayan diğer yaptırımların aksine, enerji yaptırımları uygulanırsa Batı ekonomileri için Rus saldırısını durdurmak için ağır bir yük haline gelecek. Batılı güçler ile Ruslar arasındaki bu düşmanlığın sonucu, kimin en sert vurabildiği değil, kimin en sert darbeyi alıp devam edip edemediğine göre belli olacak gibi gözüküyor.
Comentários