top of page
Synergy Logo TR.png

Büyük Etiyopya Rönesans Barajı Üzerinde Dönen Şiddetli Tartışmalar - Alperen Ahmet Koçsoy


Etiyopya'nın Nisan 2011'de başlattığı Büyük Etiyopya Rönesans Barajı (BERB) projesi, Etiyopyalılar arasında ulusal gururun bir sembolü. Etiyopya, daha fazla insana elektrik şebekesine erişim sağlamak, ekonomik olarak kırılgan vatandaşlarını yoksulluktan kurtarmak ve arz fazlası elektriği komşu ülkelere satmak gibi çeşitli hedeflere ulaşmayı bekleyerek mega projesinden büyük umutlar besliyor. Dünya Bankası verilerine göre 2020 itibariyle Etiyopya nüfusunun sadece %51,1'inin elektriğe erişimi bulunuyor. Bu bağlamda, Büyük Etiyopya Rönesans Barajı (BERB) ülkenin kalkınması için mükemmel bir fırsat teşkil etmektedir. Proje, elektrik üretimine yönelik muazzam potansiyeli nedeniyle bir 'mega proje' niteliğindedir. Rezervuarı 74 milyar metreküp su kapasitesine sahip ve bu da onu Afrika'nın en büyük baraj yapıyor. Buradaki tek konu fiziksel kapasite değil; tam kapasitede baraj 5150 megawatt elektrik üretebilecek. Bu da Etiyopya'nın enerji arzını iki katına çıkarması anlamına geliyor. BERB, Etiyopya'nın Benishangul-Gumuz Bölgesinde yer almaktadır. Baraj, Nil Nehri'nin ana kolu olan Mavi Nil'in sularını kullanacak. Etiyopya barajı Temmuz 2020'de doldurmaya başladı. Ağustos 2022’de planlanan üçüncü dolum gerçekleştiğinde su seviyesi 600 metreye ulaştı. BERB, 20 Şubat 2022'de ilk türbinin çalıştırılmasının ardından elektrik üretmeye başladı. İkinci türbin ise Ağustos ayında devreye alındı. Hidroelektrik projesi tamamlandığında toplam 13 türbine sahip olunması bekleniyor.

Etiyopya projeye büyük önem verse de Mısır ve Sudan'da projeye karşı güçlü bir muhalefet var. BERB, Mavi Nil'in sularını kullanacağı için, iki ülke Aşağı Nil’e gelen su miktarında bir azalma olacağından korkuyor. Sudan aslında Ömer El Beşir iktidardayken Etiyopya'nın argümanlarını kabul etmeye daha yakındı, ancak yeni hükümet ülkenin soruna yönelik yönünü değiştirdi. Sudan, barajın kendi barajlarındaki su hacmini nasıl etkileyeceği konusunda endişe sahibi. Mısır için ise Nil’deki su miktarı büyük önem teşkil ediyor. Bu konu o kadar önemli ki yıllar önce parlamentoda 'barajı bombalama' çağrıları bile yapıldı. Mısır nüfusunun 85.8 milyonu Nil Havzası'nda yaşıyor ve bu da toplam nüfusun yaklaşık %94'üne tekabül ediyor. Cumhurbaşkanı Sisi 2021 yılında yaptığı açıklamada Mısır'ın su arzının etkilenmesi halinde bunun 'ciddi bölgesel sonuçları' olacağını söylemişti. Mısır, her ne kadar bu projenin ilk etapta tamamlanmasını istemese de Etiyopya'ya bazı taleplerini iletti. Bunlardan biri, projenin Mısır ve Sudan'ın su arzına zarar verip vermeyeceğini değerlendirmek için projeyi denetleme hakkına sahip olmaktı. Etiyopya denetimleri engelledi. Projenin tamamlanması ve BERB’in üretime başlamasıyla birlikte bu talep bağlamından koptu. Etiyopya'dan bir diğer öncelikli talep ise kuraklık yaşanması ya da Nil'in su seviyesinin ekonomik olmayan bir şekilde düşmesi durumunda Etiyopya’nın belirli miktarlarda su sağlayacağının garanti edilmesidir. Etiyopya müzakerelerin başından beri bu talepleri karşılama konusunda isteksiz davranırken, Mısır ve Sudan da taviz vermedi. Sudan’ın de facto lideri Abdel Fettah el-Burhan’ın bu Cumartesi “Barajın teknik meseleleri hakkında bir anlaşmaya varmak mümkün.” sözlerine rağmen önümüzde iyimser bir büyük resim yok. Sonuç olarak Etiyopya projeyi tek taraflı olarak sürdürüyor. Ancak Abiy Ahmed Ali, Mısır ve Sudan'a zarar vermeyeceğine söz veriyor. Buna ek olarak, BERB projesinin Etiyopya'nın iki komşusuna bile fayda sağlayacağını iddia ediyor: proje, hasar veren selleri önleyecek, diğer ülkelerle paylaşılacak kadar elektrik üretecek ve bölgenin yararına olacak şekilde turizm yaratacak.

Mısır ve Sudan argümanlarını Nil'in su kaynaklarının kullanımını düzenleyen 1929 ve 1959 tarihli anlaşmalar üzerine inşa ediyor. Mısır ve İngiltere arasında imzalanan 1929 Nil Suları Anlaşması'na göre Mısır, kendine düşen su payını etkileyebilecek projeleri veto etme hakkına sahip. Mısır ve Sudan arasında 1959 yılında imzalanan anlaşmada ise Mısır'a yılda 55,5 milyar metreküp, Sudan'a ise 18,5 milyar metreküp su hakkı tanınmıştır. Bu anlaşmalar anlaşmazlığın yasal temelini oluşturuyor ancak Etiyopyalılar tarafından yoğun bir şekilde eleştiriliyor. Zira anlaşmalar, bunlardan biri Etiyopya olmak üzere diğer Nil Havzası ülkelerini dışarıda bırakmıştı. Etiyopya'nın eski başbakanı Hailemariam Desalegn bir röportajında "Baraj meselesi beş kelimeyle çözülemez. Birçok insan Etiyopya'nın Nil sularının %86'sına katkıda bulunduğunu ve kendilerine tek bir damla bile kullanmalarına izin verilmediğinin söylendiğini anlamıyor." demeciniverdi. Mısır ve Sudan, Afrika'daki diğer ülkeleri dışladıkları ve bunu kökleri sömürge dönemine dayanan anlaşmalarla gerekçelendirdikleri için sıklıkla kolonyalist bir tutum sergilemekle suçlanıyor. Söz konusu üç ülkede geniş yatırımları bulunan Çin, potansiyel bir arabulucu olarak görülüyor. Çin'in 2019 yılında Mısır'da yedi milyar dolarlık yatırımı bulunurken, Sudan'daki 141 milyon dolarlık Haidob limanının arkasında China Harbour Engineering vardı. Öte yandan Çinli şirketler BERB inşaatında da yer almıştı. Örneğin Exim Bank, hidroelektrik santralleri için yaklaşık 1 milyar ABD dolarına denk gelen türbin ve elektrikli ekipman alımını finanse etmeyi taahhüt etti. Ekonomik ilişkiler nedeniyle Çin güçlü bir müzakere gücüne sahip. Ancak Çin kendisini diğer ülkelerin işlerine karışmayı tercih etmeyen bir güç olarak göstermektedir. Bu nedenle ve bu üç ülkede yatırımları olması nedeniyle Çin arabulucu olarak müdahale etmekte isteksiz davranmaktadır. Sömürgeci mirasını taşımayan, zararsız bir güç olarak kıtada artan prestijiyle Türkiye de potansiyel bir arabulucu olarak düşünülebilir, ancak Mısır ile olan düşmanlığı bu rolü oynamasını engelliyor. Bunun da ötesinde, Türkiye BERB’e desteğini açıkladı ve Etiyopya ile ilişkilerini güçlendiriyor. Etiyopyalı bir yetkili, "Afrika’nın sorunları için Afrikalı çözümleri istiyoruz" dedi ve Türkiye'nin diğer güçlerin aksine bunu "anladığını" ekledi. Yine de Türkiye'nin bu çıkmaza giren müzakerelerde önemli bir rol oynamasını beklemek gerçekçi olmaz. Etiyopya hiçbir taviz vermemiş, baraj inşaatını çoktan tamamlamış olarak iki türbinle elektrik üretmeye başladı. Mısır ve Sudan, Etiyopya'nın oldu bittisine şiddetle karşı çıksa da Etiyopya BERB aracılığıyla giderek daha fazla enerji üretmeye devam edecek. On yıl sürecek projenin sonuçları henüz görülmedi. Libya'daki iç savaşa dahil olan Mısır; çalkantılı son birkaç yıl yaşayan Sudan; bir iç savaştan geçen Etiyopya, birbirleriyle bir çatışmayı körüklemek istemiyor. Yine de Mısır ve Sudan'ın endişeleri gerçeğe dönüşürse, bölge önümüzdeki yıllarda dikkatle izlenmelidir. Aslında, bundan sonra ne olursa olsun bölge dikkatle takip edilmeli çünkü üç ülke arasındaki su çekişmesi, önümüzdeki on yıllarda dünyanın diğer bölgelerindeki potansiyel su anlaşmazlıklarına bir örnek teşkil edebilir.

bottom of page