Çoğu insan için günün en güzel anı kahve içtikleri zamandır. Hem sosyalleşme, hem verimlilik artırma, rahatlama, veya motivasyon aracı olarak kahvenin yeri bir çok insan için başkadır. Değişik tür, tat, koku ve aromaları sayesinde kahve içme alışkanlığı bazı insanlar için hayatlarındaki vazgeçilmez bir alışkanlıktır. Ancak bu durum maalesef değişmek üzere. İklim değişikliği ekosistemdeki tüm dengeyi etkilediği gibi kahve üretimini de dramatik bir şekilde etkilemeye başladı.
İklim değişikliğinin yarattığı ve yaratabileceği sorunları spesifik olarak kahve örneği üzerinden görebiliriz. Kahve çekirdeği sıcak bölgelerde yetişmeye uygun bir bitkidir. Ancak sıcaklıklar yükseldikçe, kahvenin yetiştirilmesi giderek daha zor bir hal almaya başladı. Kahve dünyanın ekvator bölgesindeki tarım arazilerinde büyüklü küçüklü yetiştirme bölgelerine sahiptir. Fakat 2050 yılına kadar, kahve yetiştirme koşulları iklim değişiminden en fazla etkilenecek alanlardan biri olacak ve kahve yetiştirilen bölgelerde %50 düşüş yaşanacak. İklim değişimindeki zorlayıcı koşullar mevcut kahve üretimi için elverişli ortamında ciddi bir düşüşe sebep olmaya başladı bile. Hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üstünde seyrettiği ekvator bölgesi kahve için gittikçe daha az uygun hale geliyor. İklim değişimine karşı alınacak önlemlerde, en düşük sıcaklık senaryosunda Brezilya'nın kahve için en uygun bölgelerinde %76'lık bir azalma olacaktır. Kolombiya'da ise bu durum %63 küçülme olarak tahmin ediliyor. İklim değişikliğinde sıcaklıkların ortalama seviyenin altına düşmemesi ile birlikte ise gelecekte kahve çeşitlerinin %60’ının yok olması bekleniyor.
Kaynak: National Geographic
Brezilya, Vietnam, Endonezya ve Kolombiya dünyada en çok kahve üretiminin yapıldığı bölgelerdir. Bu bölgelerdeki kahve yetiştirmek için uygun alanlar her geçen gün ciddi oranda azalıyor. Bu durum sadece kahveyi tüketen kişiler için değil aynı zamanda üretilerin ekonomisi için ciddi bir sorun. Kahve, dünyanın en önemli içeceklerinden biri olmasının yanı sıra milyonlarca küçük çiftçinin geçim kaynağı olarak da hayatlarında yer almaktadır. Küçük tarım işletmecileri kahve ağaçlarını yetiştirmek yerine avakado ve kaju bitkisine yönelmeye başladılar. Ancak bir bölgedeki tarımsal çeşitliliği bir türden diğer türe geçirmek bölgedeki ekolojik çeşitlilik, toprak yapısı, nem oranı gibi bir çok faktörü olumsuz olarak etkilemektedir. Zürih Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’nde Roman Grüter tarafından bu ay yayınlanan bir araştırmada iklim faktörleri, uzun kurak mevsimler, ortalama sıcaklıklardaki değişim, düşük minimum sıcaklıklar ve yıllık yağışlardaki ani yükseliş ve azalışlar, düşük toprak pH'ı, elverişsiz toprak dokusu bölgelerinin yapısını değiştirerek, kahve için elverişli ekosistemi ciddi şekilde kısıtladığı gösteriliyor. Bir mahsülün en kaliteli versiyonunu yetiştirmek için gereken zaman ise 30 yıllık hava şartlarına adaptasyon sürecinden sonra gerçekleşiyor. Bu nedenle bölgedeki büyük kahve markaları için üretim yapan çiftçiler kahve üretimine devam etmeleri için markalar tarafından teşvik ediliyor. Örneğin Starbucks çiftçilere iklime dayanıklı kahve çeşitleri dağıtıyor ve önemli kahve yetiştirme alanlarında risk altındaki ormanları korumak için çalışıyor. Nedeni ise dünyanın en büyük beş kahve üreticisinden dördünün (Brezilya, Vietnam, Kolombiya ve Endonezya) tarım arazilerindeki alanlarının boyutlarının ve uygunluğunun önümüzdeki on yıl içinde ciddi şekilde azalması beklenmesidir.
Gıda ve Tarım Örgütü'ne göre, küçük çiftlik sahipleri dünyadaki tarım ihtiyacının üçte birini üretiyor. Kahvenin iklim değişimindeki önemi ise küçük çifçilerin geçim kaynağının buğday, ekin mısır gibi gıdalar yerine kahveden sağlamalarının çok daha kolay olması ve kahve talebinin yüksekliği oluyor. Kahve diğer tarım ürünlerinin yanı sıra hasattan yıllar önce ekimine gerek duyulmayan, bekleme süresinin oldukça az olduğu ancak mevsim koşullarına çok duyarlı bir mahsüldür. Bu nedenle milyonlarca insanın geçim kaynağını oluşturmayı kaybetmesi, gelecekte ciddi bir çiftçi ve ve kahve kıtlığı yaşanabilineciğini gösteriyor. Bu nedenle Gıda ve Tarım Örgütü (FDA) küçük üreticilerin bu değişimin üstesinden maddi ve manevi şekilde gelebilmesi için kahve arazilerinin avakoda, kaju yada tropik meyveler ile değiştirilmemesini, daha yüksek sıcaklıkları tolere edebilen farklı kahve çeşitlerinin yetiştirilmesini teşvik etmeye çalışıyor.
İklim değişimiyle birlikte birçok ürüne erişimimiz gün geçtikçe kısıtlanıyor ve tarım ürünleri her geçen gün daha da pahalı oluyor. Araştırmalar gösteriyor ki artan sıcaklıklar, aşırı yağış, şiddetli kuraklık kahve kalitesini ve çeşitliliğini azaltarak kahve sevenlerin düşük kaliteli kahve içmesine neden olacak. Pandemi dönemi artan tedarik ve maliyet sorunları ile bilikte 2021’de kahve fiyatları yüzde 40’dan fazla artış gösterdi. Bu sorunlarla birlikte önümüzdeki yıllarda muhtemelen kahve de lüks tüketim ürünleri arasında yerini almak için sırasını bekliyor.
Comments