Dünya 22 Nisan 1970 tarihinde ilk Dünya Günü’nü kutladı. O günden bugüne gelirken ne yazık ki dünya her geçen yıl daha büyük sorunlarla baş başa kaldı. Geçtiğimiz son elli yıl içerisinde ülkelerin ekonomilerinin ve dünyadaki insan nüfusunun hızlı bir şekilde artmasıyla beraber bütün dünya kaynak sıkıntısı yaşamaya başladı. Bunların yanında dünya ciddi biçimde bir kirlilik sorunu yaşarken bazı canlıların da nesilleri tükendi. Bu Dünya Günü’nü diğer günlerden farklı kılan durum ise Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın her geçen gün dünyayı enerji geleceği konusunda kolektif bir karar vermek zorunda bırakmasıdır. Bugün verilecek kararlar gelecek yıllardaki Dünya Günü’nün ne koşullarda gerçekleşeceğini şekillendirecektir.
Dünya Günü için Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres gezegeni yenileme ve doğayla bir arada barış içinde yaşama çağrısında bulundu. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri bu seneki mesajında gezegenin taşma noktasına geldiğini ve insanların hala gezegene umarsızca zarar vermeye devam ettiğinin altını çizdi. Dünyadaki kaynakların sürdürülebilirliğini dikkate almadan, vahşi yaşama, doğaya saygı göstermeden ve havayı, denizleri, toprağı bir çöplükmüşcesine kullanırken dünyanın pek de fazla zamanı kalmadı. Ekosistemlerin ve besin zincirlerinin çöküşe sürüklenmesini intihara benzeten Guterres doğaya karşı olan bu savaşı kazanmamızın mümkün olmadığını belirterek bu savaşa bir son vermek gerektiğini söyledi. Aynı zamanda küresel sıcaklık artışını 1,5 derece ile sınırlamayı başarmak için bir iklim planına, biyolojik çeşitliliği korumak için daha keskin adımlara gerek olduğunu söyledi. Atılacak olan adımların hem gezegeni koruyacağını hem de milyonlarca insana yeni iş imkânı sunacağını belirten Guterres dünya için daha çok çalışma çağrısında bulundu. Diğer bir tarafta ise Berlin, Varşova, Brüksel ve başka bölgelerdeki iklim eylemcileri Dünya Günü için çeşitli protestolar düzenleyerek Avrupa’nın Rus petrol ve doğal gaz ithalatını durdurması ve fosil yakıtların artık kullanılmaması gibi taleplerini dile getirdiler. Bazı iklim eylemcileri protesto için Alman büyükelçiliklerini hedef alırken Alman hükümetinin ülke ekonomisine zarar gelmemesi için ithal edilen Rus petrol ve doğal gazına ambargo uygulamama politikalarını eleştirdi. Brüksel’de bulunan Almanya’nın Avrupa Birliği Temsilciliği’nde bir araya gelen yaklaşık elli aktvisit kendilerini Ukrayna bayraklarına sarıp kan rengine boyanmış giysileri görünecek şekilde yerde yatarak “Ukrayna gibi cesur ol!’’ sloganıyla seslerini duyurmaya çalıştılar. Ukraynalı eylemcilerden biri olan Nastya Pavlenko, Rusya’dan ithal edilen doğal gaz ve petrolün sadece Ukrayna’daki savaşı değil iklim krizini de finanse ettiğini dile getirdi. Ayrıca, iklim değişikliği sonucunda yok olacak hayatların, tükenecek nesillerin ve Ukrayna’da ölmekte olan çocukların hayatlarının hiçbir para ile karşılaştırılamayacağının bilinmesi gerektiğini söyledi. Ukrayna’nın batısında yer alan Lviv kentinde ise bir düzine aktivist dünyanın diğer bölgelerindeki protestolara benzer bir şekilde “Hemen ambargo!’’ yazan pankartlarla Dünya Günü’nde protesto düzenledi.
Şöyle bir gerçek var ki Rusya’nın 24 Şubat’ta Ukrayna’yı işgal ettiği günden bugüne Avrupa Birliği ülkeleri Rusya’dan fosil yakıt ithalatına 41,2 milyar dolardan fazla para harcadı. Bu ülkeler hala doğal gaz ithalatlarının yüzde 40’ını Rusya’dan gerçekleştiriyor. Avrupa Birliği’ne üye olan 27 ülke gerek Rus bankalarını gerek iş adamlarını hedef alan büyük ölçekli yatırımların bir parçası olarak Ağustos ayından itibaren Rusya’dan kömür ithalatını yasaklamayı kabul ettiler. Ancak Almanya ve İtalya gibi Rusya’ya enerji sektöründe bağımlılıkları yüksek olan ülkeler kesin bir karar açıklamak yerine önümüzdeki birkaç yıl içerisinde Rusya’dan doğal gaz ithal etmeyi bırakabileceklerini açıklamayı tercih ettiler. Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin başladığı günden beri bazı büyük şirketler itibarlarını korumak ve yasal sıkıntılar yaşamamak amacıyla Rus doğal gazından ve petrolünden kendi istekleri doğrultusunda uzak duruyorlar. Öte yandan Avrupa ülkeleri, Almanya ve Macaristan gibi ülkelerin eğer olmazsa ekonomik sıkıntılar yaşayabileceklerini belirttikleri Rus yakıtlarına hala keskin bir ambargo uygulayıp uygulamama konusunda karar birliğine varmış değiller. Ambargo konusunda karşıt görüşe sahip olan Almanya Başbakanı Olaf Scholz yaptığı açıklamada Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in herhangi bir ekonomik tartışmaya açık olması durumunda, bu savaşı başlatmayacağını söyleyerek Avrupa Birliği ülkeleri tarafından uygulanacak herhangi bir doğal gaz ambargosunun da Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşı bitirmeyeceğini dile getirdi.
İklim değişikliğinin ve savaşın dünya üzerindeki etkileri her geçen gün daha belirgin hale geliyor ve bununla birlikte sürdürülebilir bir dünya için kolektif bir şekilde daha çok çalışmak gerekiyor. Dünya Günü, yaşanabilir bir dünya için her yıl bir milyardan fazla insanın davranışlarını değiştirmek ve aynı zamanda yerel, ulusal ve küresel bağlamda politikalar ve yasalar oluşturmak için bir eylem günü olarak tanımlanıyor. Elbette ki yaşanabilir bir dünya için tek bir gün sembolik bir değer ifade etse de özellikle 21.yüzyılda hala savaşa sahne olan 2022 yılında böyle bir gün büyük önem taşıyor. Bu günü insanlar yürüyüşlere katılıp çöp toplayarak ya da ağaç dikerek çeşitli şekillerde kutlamayı tercih etseler de önemli olan nokta ertesi gün bunların tam aksini yapmayarak doğayı ve dünyayı olabildiğince korumak. Gerçek kutlama iklim hedeflerine ulaşıldığı sürdürülebilir bir dünyada yaşamak olacaktır.
Comments