Birçok ülke yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji üretimindeki payını artırmıştır. İklim krizini çözmenin en güvenilir yolu fosil yakıt tüketimine son vermek ve alternatif enerji kaynakları geliştirmek ve entegre etmekle mümkün. Ayrıca ülkelerin yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygınlaştırılmasındaki başarısının istikrarlı ve planlı bir şekilde geliştirilmiş kapsamlı bir yenilenebilir enerji politikasına bağlı olduğu da yadsınamaz. Bu anlamda hükümetlerin daha kapsamlı ve verimli enerji politikaları geliştirmeleri, özveriyle ürettikleri ve uygulamaya koydukları politikaları hayata geçirmeleri gerekmektedir.
Bu kapsamda ilk adım, mali kaynak politikası aracının bir parçası olarak modern ve güvenilir enerji sistemlerini üreten ve tüketenler için vergi indirimleri, yenilenebilir enerjinin entegrasyonunu hızlandırdığı için vazgeçilmezdir. Ayrıca fosil yakıtlara verilen sübvansiyonların yenilenebilir enerji kaynakları lehine aşamalı olarak kaldırılması, yenilenebilir enerjinin entegrasyonunu kolaylaştıracak ve hızlandıracak süreçlerden biri olabilir. Teşvik mekanizmalarının yenilenebilir enerji üretimini, temiz ve modern enerji sistemlerinin yaygınlaşmasını kolaylaştıracak düzenleyici politikalar büyük önem taşımaktadır. Norveç'te elektrikli araç satışlarının yüzde 54'e ulaşması ve benzinli araç döneminin 2025 yılına kadar kolayca biteceğinin tahmin edilmesi, Norveç'in 2011 yılından bu yana sunduğu geniş teşvik yelpazesinin yenilenebilir enerji entegrasyon sürecini başarıyla geçtiğini kanıtlıyor. Açıklığa kavuşturmak gerekirse, Norveç vatandaşlarının elektrikli araba satın alırken katma değer vergisinden muaf tutulması ve sağlanan özel alım vergisi, orta sınıf elektrikli araçları benzinli araçlardan daha ucuz hale getiriyor. Norveç, Avrupa'nın en büyük petrol üreticilerinden biri olmasına ve günlük 1,82 milyon varil ham petrol üretmesine rağmen, Norveç'te satılan otomobillerin yüzde 54'ü elektrikli araçlara aittir.
Ayrıca güneş ve rüzgâr enerjisine yatırım yapan iş adamlarına veya şirketlere sağlanan vergi muafiyeti ve prim desteği, yenilenebilir enerji yatırımlarının teşvikini artıracaktır. Yatırımların artması ile alternatif enerji türlerine yönelim olumlu yönde artacaktır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, rüzgâr ve güneş enerjisi yatırımlarına katma değer vergisi ve gümrük vergisi muafiyeti uygulanacağını ve yatırımcıları yenilenebilir enerjiye yatırım yapmaya teşvik edeceğini açıkladı.
Erdoğan'a göre, vergi muafiyeti ve altı yıl süreyle sigorta priminde işveren hissesi ve gümrük vergisi desteği sayesinde ülkede hem yerel hem de uluslararası yatırımlar rahatça yapılabiliyor. Böylece yerli ve yabancı özel şirketler bu sektördeki yatırımlar için kaynak seferber edebilecekler.
Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği’ne göre ise Türkiye'de bu teşvikler sayesinde elektriğini üretmeyen yatırımcı kalmayacak. Vergilerin sıfırlanması ve yüzde 18 daha ucuz maliyetler, teşvikler yoluyla daha fazla özel şirketi yenilenebilir enerji sektörüne çekecektir.
Öte yandan, yenilenebilir enerji kaynaklarını destekleyen yasalar, doğal kaynakların sorumsuzca kullanılmasını yasaklayan hem caydırıcı hem de yetkilendirme aracıdır. Ayrıca, yenilenebilir enerji kullanımını iyileştirmek için yasalar çıkaran hükümetler, enerji geçişinde önemli bir rol oynayabilir. Bu noktada örnek olarak Çin'in 2005 yılındaki Yenilenebilir Enerji Yasası verilebilir. Bu yasa ile Çin'de yenilenebilir enerji kaynaklarında hızlı büyüme görüldü. Bu yasaya göre Çin Hükümeti, 12. ve 13. 5 Yıllık Planlarında açık deniz rüzgâr enerjisi üretimini %37,8 oranında artırmıştır. Yenilenebilir enerji kanunu ile ilk defa Çin'de ulusal bir yenilenebilir enerji hedefi ve yerel yenilenebilir enerji gelişimi çok boyutlu ve detaylı bir şekilde planlandı. Çin yıllardır sera gazı emisyonlarında birinci ya da Amerika Birleşik Devletleri'nin arkasında ikinci sırada yer almasına rağmen, 2005 yılında çıkarılan yasa, elektriğe yüzde 100 erişim ve yenilenebilir enerji için kişi başına 622 Watt'a ulaşmada önemli bir rol oynamıştır. Bu yasa, ulusal yenilenebilir enerji hedeflerine zorunlu bir satın alma politikası ekleyerek, maliyet paylaşımı ve yenilenebilir enerji teşviklerini finanse etmeye yönelik düzenlemeler getirdi. Kısacası Çin, nüfusu ve potansiyeli ile kıyaslandığında yenilenebilir enerjide büyük bir başarı elde edememiş olsa da sera gazı emisyonlarındaki olağanüstü artış bu yasa ile durdurulmuştur. Yenilenebilir enerjinin entegrasyon süreci bu kanun sayesinde başlamıştır.
Paris Anlaşması uyarınca, tüm kredi ve yatırım portföylerinde 2050 yılına kadar net sıfır sera gazı emisyonu taahhüt edilmektedir. KPGM, bu hedefe ulaşmak için bir Net Sıfır Hazırlık Endeksi oluşturdu. Bu endekse göre Norveç, petrol zengini ve dünyanın en büyük petrol ihracatçısı olmasına rağmen uyguladığı uygun teşvik mekanizmaları sayesinde sıfır emisyon hedefine 'en yakın' ve 'en hazırlıklı' ülke konumunda. Türkiye, son yıllarda yatırımcılara sağladığı vergi muafiyetleri sayesinde Net Sıfır Hazırlık Endeksi'nde ilk 25 ülke arasında yer aldı. Ayrıca 2021 Hukukun Üstünlüğü Endeksi'ne göre Çin, 139 ülke arasında 98. sırada yer alıyor. Bu endekse göre, Çin'in hukukun üstünlüğüne bağlılığı ılımlı olsa da yenilenebilir enerjiye geçişte iyi ilerleme kaydetti. Geliştirilen yenilenebilir enerji yasasının da katkısıyla yenilenebilir enerjinin toplam enerji tüketimindeki payı yüzde 14,4'e ulaştı. 2021 Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde Türkiye 139 ülke arasında 117. sırada yer almasına rağmen yenilenebilir enerjinin toplam enerji tüketimindeki payı %14,1'lik bir başarı oranı yakaladı. Türkiye'de yenilenebilir enerji kullanımını kontrol etmeye ve teşvik etmeye yönelik yasaların çıkarılması bu rakamı hızla çok yüksek seviyelere çıkarabilir.
Sonuç olarak, ilk aşamada fosil yakıt tüketimini en aza indirerek ve sonrasında sonlandırarak yenilenebilir enerjiye geçiş, küresel iklim krizi ve küresel ısınmayı azaltmak veya durdurmak için en önemli adımdır. Finansal kaynakların enerji geçişi için kritik olduğuna şüphe yoktur, ancak bunlar yetersizdir. Alternatif sistemlere geçiş, enerji verimliliğini artırmak ve enerji yoğunluğunu azaltmak için hayati önem taşımaktadır. Bu noktada hükümetler, bütçelerine uygun yenilikçi ve bilimsel politika ve planlar geliştirerek iklim değişikliği ile mücadeleye katkıda bulunabilirler. İyileştirilmiş ve güncellenmiş sübvansiyonlar, sürekli ve genişletilmiş kalkınma için yenilenebilir enerji sektörüne kanalize edilmelidir. Devletler, yenilenebilir enerji kullanımını teşvik edecek mekanizmalar geliştirmeye devam etmelidir. Katma değer vergisi ödemeyip yenilenebilir enerjiye yatırım yaparken, vatandaşların vergiden muaf tutulması, vatandaşların aynı kaliteden çok daha düşük fiyata faydalanmasına ve ülkenin ekonomik kalkınmasına yardımcı oluyor. Ayrıca hükümetlerin mevzuat mekanizmaları tarafından yenilenebilir enerjiyi destekleyen yasaların geliştirilmesi ve korunması, iklim kriziyle mücadelede caydırıcı tedbirler için kritik olabilir.
Comments