Talep tavşan ise, arz bir kaplumbağadır. Enerji piyasası anlatıları Ezop'un hikayeleriyle karşılaştırılamaz ancak bazen analojiler durumu özetlemeye yardımcı olabilir. Durum bu sefer de farklı değil. Talep ve arzın hızı oldukça farklı olsa da ikisi arasındaki yarış hala sonuçsuz görünüyor. Ama bu sefer kaplumbağanın önde bitirebileceğine iddiaya girebilirim.
2008 Yılında Nisan ayı Brent petrolün fiyatı 109$/varil olarak gerçekleşmiştir. Mayıs ayında 122 $/varil, Haziran ayında 132 $/varilidi. Temmuz 2008'de 147 $/v'ye ulaştı. Bu, nominal olarak gördüğümüz en yüksek seviyeydi. Aynı yılın Aralık ayında petrol fiyatları ortalama 39 $/varili gördü. Bütün anlatı, finansal krizin başlamasına rağmen Çin'in büyümesiydi. Bu yıl 2008'in bir kopyası olacak mı? Korkarım olabilir. Ancak dikkatli olmamız gereken uzun vadeli eğilimler de var.
Gelişmekte olan ülkelerde baş gösteren bir elektrik krizi beklenebilir. ABD, Fransa ve diğer büyük pazarlar da elektrik sorunlarıyla karşı karşıya kalabilir. Geçen yıl kuraklıktı, bu yıl ise tedarik zinciri sorunları, nükleer tartışmalar, yaptırımlar gibi her biri ayrı bir başlık oluşturabileceğimiz sorunlar yer alıyor.
Hindistan'ın elektrik sektöründeki sorunları da oldukça ilginç. Dağıtım şirketlerinin üretim şirketlerine tam olarak ödeme yapamaması sorununun herkes farkındaydı. Hint enerji sistemi, çiftçileri ve bireyleri endüstriyel tüketicilere karşı yüksek oranda sübvanse ediyor. Fiyatlar arasında 5 kat fark var. Ancak bu sefer kritik sorun lojistikle ilgili. Kömür santrallerindeki kömür stokları rekor düşük seviyede ve demiryolu taşımacılığı talebe yetişemiyor. Bunda sıcaklık dalgası da etkili olsa da demiryolu sorunları kontrol edebileceğiniz tek parametredir.
Fosil olmayan enerji dünyasını hayal ederken, bu kadar çok sorunla karşılaşmamız şaşırtıcı. Madencilik veya tedarikte sorun çıkmazsa lojistik tarafında çıkıyor. Lojistik değilse, fiyattır. Böylece çarkıfelek dönmeye devam ediyor. OPEC+, artan petrol üretimi vaadine sadık kalamıyor. Belki de farklı bir bakış açısı bulmamız gerekiyor.
İklim değişikliğini arz tarafı hissediyor ama talep tarafı umursamıyor. Tweetler ve anlatılar açısından talep, suçu arza aktarıyor ve hızlandırılmış bir statükoyla devam ediyor. Daha fazla hava yolculuğu, daha fazla klima, daha fazla et tüketimi yapmaya devam ediyoruz. Yüksek petrol fiyatlarına rağmen, gelişmekte olan ülkelerdeki petrol talebi yavaşlayamıyor.
Ancak arz bir kaplumbağa gibidir. Ben bir etolojist ya da hayvan psikoloğu değilim, ama kaplumbağa çok düşünüyor, yavaş hareket ediyor ve kolayca korkuyor. Öte yandan, tavşan aniden durabilir ve koşabilir, aynı zamanda kolayca korkar, ancak hemen kaybolmuyor. Sadece kaçış yönünü değiştiriyor. Kaplumbağa bir filozofsa, tavşan toprağın fazla düşünmeyi sevmeyen hâkimi gibi davranmaktadır.
Arz-talep olarak bakarsak bu ikisi arasındaki bir yarış değil. Ancak arz çok yavaş geliyor, talep sorunların farkında değil ve koşmaya son sürat devam ediyor. Bu bize Ezop'un hikayesini hatırlatıyor. Suçlu hep arzdı, talep sürekli arzı suçladı. Şimdi suçun cezası geri tepiyor. Arz sorunları, talebi yavaşlatıncaya kadar etki edecektir. Tavşan olabildiğince hızlı koşabilir, ancak sonunda kaplumbağanın tavşanın önünde olması bir kaderdir.
Comments