top of page
Synergy Logo TR.png

Hava Kirliliği Analizi - Büşra Öztürk


Sessiz bir katil olan hava kirliliği, dünya çapında yaşıyor ve ölüme yol açabilecek tehlikeler yaratmaya devam ediyor. Hava kirliliği, insan sağlığına ve bir bütün olarak çevreye zararlı kirleticilerin atmosfere salınmasından oluşur. Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) göre, hava kirliliği nedeniyle her yıl yaklaşık yedi milyon insan ölüyor. Hava kirliliğinin kanserin en önemli çevresel nedeni olduğunu belirtmektedir. Ayrıca, hava kalitesi, dünyanın iklimi ve ekosistemleri ile ayrılmaz bir şekilde bağlantılıdır ve bu da iklim değişikliği sorunuyla doğrudan ilişkili olmasını sağlar.


Hava kirliliğinin birçok nedeni vardır. Fosil yakıt kullanan gelişen endüstriyel girişimler hava kirliliğinin artmasında önemli rol oynamıştır. Çünkü fosil yakıtların yanması atmosfere gazlar ve kimyasallar salmaktadır. Ayrıca İklim ve Temiz Enerji uzmanları, hava kirliliğinin enerji kullanımı ve üretiminden de kaynaklandığını belirtiyor. Özellikle yıkıcı bir geri besleme döngüsünde, hava kirliliği iklim değişikliğine katkıda bulunup ve onu şiddetlendiriyor. Yani iklim değişikliği ile hava kirliliği arasındaki ilişkide öyle bir döngü var ki CO2 iklim değişikliğine neden olurken iklim değişikliği de hava kirliliğine neden oluyor.


Fosil yakıtların yanması sonucu üretilen partiküllerden oluşan hava kirliliğinin birçok nedeni aynı zamanda sera gazı emisyonu kaynaklarıdır. Askıda kalan parçacıklar araba emisyonlarından, fabrikalardan gelen kimyasallardan, toz, polen ve küf sporlarından vb. kaynaklanabilir. Belirtilen kirleticiler Siyah Karbon (BC), Karbon Monoksit (CO), Azot Dioksit (NO2), Ozon (O3) ve Kükürt Dioksittir (SO2). Ek olarak, belirli maddeler (PM2.5 ve PM10), hava kirliliği açısından insan sağlığını en çok tehdit eden unsurlardır. Yüksek düzeyde partiküllere uzun süre maruz kalmak akciğerlerin enfeksiyonları temizleme yeteneğini zayıflattığından ve zayıflamış bağışıklık nedeniyle enfeksiyonlarla savaşma kapasitelerini azalttığından, DSÖ onları 2013 yılında kanserojen ilan etmiştir.

İlginç olan şu ki, iklim değişikliğinde en çok dikkat çeken CO2, diğer kirleticiler kadar kirletici indeksinin temel bir parametresi olarak kabul edilmiyor. CO2 en çok endişe edilen gazdır çünkü ısınmanın çoğuna CO2 neden olmuştur ve etkisinin devam etmesi beklenmektedir. CO2 yapısından kaynaklanmaktadır. Güneş ışığının atmosferden geçmesine izin vererek, bir seranın camı gibi güneşten gelen ısının hapsedilmesini sağlar. Bir seranın sıcak iç mekanı, atmosferdeki gazların dünyanın yüzeyini nasıl sıcak tuttuğunun basit bir metaforudur. CO2'nin yoğunluğu arttıkça, dünya atmosferinin içinde daha fazla ısı tutulur. CO2 eksikliği olsaydı, güneşten yeterince ısı çekilemeyeceği için bir buzul çağı olurdu. Bu nedenle, dünyanın inanılmaz derecede hassas bir dengeye ihtiyacı var. CO2, diğer sera gazları gibi doğrudan öldürücü bir gaz değildir. Örneğin, 40.000 ppm'de (milyonda parça) CO2 yaşamı tehdit edebilirken, 800 ppm'nin üzerindeki konsantrasyonlar dakikalar içinde yaşamı sonlandırabilir.


Hava kirliliğine neden olan kirleticiler, çeşitli şirketler tarafından desteklenen hava kalitesi sensörleri kullanılarak ölçülmektedir. Bunlardan biri, devlet tarafından ölçülen ve araştırma düzeyinde verileri bir araya getiren gerçek zamanlı ve tarihsel bir hava kalitesi platformu sunan OpenAQ'dur. Veriler birden fazla kaynaktan toplanır ve açık kaynaklı bir platform aracılığıyla herkes tarafından erişilebilir. Bu web sitesinde dünya çapındaki verilere erişebileceğiniz gibi, Türkiye'nin farklı şehir ve bölgelerine ait verilere de ulaşmak mümkündür. Kaggle'da paylaşılan benzer bir hava kirliliği analizini temel alarak mevcut veri analizinin bazı sonuçlarını paylaşmak istiyorum.


En tehdit edici kirletici PM10 ile başlayarak, Türkiye'de PM10 varlığının ölçülen değerinin 40 ug/m3 (mikrogram/metreküp) civarında değiştiğini gözlemlemek mümkündür. Bu değerler, Avrupa'daki referans dereceli monitörlerden alınan ölçümlerden oldukça yüksektir. Türkiye'de on ug/m3'ten daha az PM10 varlığını temsil eden mavi noktaların olmaması da ilginçtir. Durum CO, NO2, O3 ve SO2 gibi diğer kirleticilere benzer. Ortalama hava kalitesi verileri dikkate alındığında bir diğer heyecan verici sonuç ise dünya hava kirliliği sıralamasında Iğdır, Kocaeli ve Muğla'nın ilk sıralarda yer almasıdır. Bu sonuçlar, Türkiye'yi Avrupa bölgesinde en kirli havaya sahip 42 ülke arasında 7. sıraya yerleştiriyor. Sağlıklı ve yaşanabilir bir Türkiye için yetkililerin acilen çevre bilincini artıracak ve kirleticileri azaltacak önlemler alması gerekmektedir.

bottom of page