top of page
Synergy Logo TR.png

İklim Değişikliği ve Yüksek Sıcaklıklar - Yaren Öztürk


Bilim insanları yüz yılı aşkın bir süredir küresel sıcaklıkları ölçüyor ve Dünya'nın giderek ısındığını belirtiyor. Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA) tarafından yapılan dünyanın yıllık ortalama sıcaklık gözlemlerine göre atmosferdeki karbondioksit gibi sera gazlarının seviyelerinin giderek artması sonucu sıcaklık artışları her geçen gün yoğunluğunu artırıyor. 2022 yılı içerisinde Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya, Hindistan ve Pakistan gibi ülkelerde hava sıcaklığı benzersiz seviyelere ulaştı. Geçtiğimiz ay ise Kuzey Yarımküre genelinde hava sıcaklığı rekor kırdı. İtalya ve Japonya’da hava sıcaklığı resmi kayıtların tutulduğu ilk yıl olan 1875’ten bugüne en yüksek seviyeye ulaşarak 40 dereceyi geçerken Roma en sıcak gününü yaşadı. Londra’da ise geçtiğimiz ay termometreler 40,2 dereceyi gösterdi. Oxford Üniversitesi’ndeki çevre bilimcilerin açıklamasına göre iklim değişikliği sıcak hava dalgalarını daha sık ve daha sıcak hale getiriyor. İklim değişikliğinden önce meydana gelme olasılığı 10'da 1 olan bir sıcak hava dalgalarının meydana gelme olasılığı artık bunun üç katı kadar fazla ve yaklaşık 1 santigrat derece daha yüksek sıcaklıklarda zirve yaptığı açıklandı. World Weather Attribution’a göre ise yukarıda belirtilen durum geçtiğimiz Nisan ayında Pakistan ve Hindistan’da yaşanan ekstrem hava sıcaklığının tekrar yaşanma olasılığını 30 kat artırdı.

Son on yıl yaşanılan en sıcak on yıl olarak kaydedilirken geçtiğimiz kırk yılın her biri ise iklim değişikliğinden dolayı bir öncekinden daha sıcaktı. Aşırı sıcağa maruz kalmanın birçok alanda ciddi etkileri ve sonuçları vardır. İnsan sağlığına olan etkilerine bakmak gerekirse İstanbul özelinde yapılan bir araştırma 2015, 2016 ve 2017 yıllarında yaşanan üç sıcak hava dalgası döneminin, ölüm riskini sırasıyla %11, %6 ve %21 artırdığını göstermiştir. Üç yıl boyunca sıcak hava dalgası dönemlerinde gerçekleşen toplam ölüm sayısı 419 olmuştur. Bu yıl 10-19 Temmuz tarihleri arasında ise İber Yarımadası'nda 1000'den fazla insanın yüksek sıcaklığa bağlı olarak hayatını kaybettiği belirtildi. İnsan vücudu normalde terleme yoluyla kendini soğutabilir fakat nem oranı yüksekse ter hızlı bir şekilde buharlaşamaz. Bu da sıcak çarpmasına sebep olabilir. Gece hava sıcaklığının fazla olması ve yüksek nem ise sıcaklığa bağlı hastalık ve ölümlerin sebeplerindendir. Geceleri sıcak havaya maruz kalan ve klima gibi serinletici araçlara ulaşımı kolay olmayan düşük gelirli insanlarda sağlık sorunları yaşanabilir. Ayrıca bebekler, çocuklar, yaşlılar, kronik hastalıkları olanlar ve sürekli açık havada çalışmak zorunda olanlar da fazladan risk altındadır. Bir diğer taraftan aşırı sıcaklıklar tarım alanlarına da zarar verebilirler. Bitkiler yüksek sıcaklıklardan olumsuz etkilenebilirler. Bazı mahsuller de serin gece sıcaklıklarına duydukları ihtiyacı karşılayamayabilirler. Çiftlik hayvanları ise sıcaklığın yüksek kaldığı gecelerde ısıya bağlı stres yaşayabilirler. Öte yandan sıcak hava dalgaları ve kuraklık orman yangınlarını da şiddetlendiriyor. Türkiye'de 2012 yılından 2021'in sonuna kadarki dönemde 27.150 orman yangını çıktı ve toplam 226.845 hektar alan zarar gördü. Yangın sayısına oranladığımızda son on yılın en yüksek sayısı olmadığı halde 2021 yılında zarar gören alan miktarı, geçen 9 yılın toplamından daha yüksek. Türkiye'de 2008 ve 2020 yılları arasında her yıl ortalama 20.760 hektarlık alan yanarken, 2021'in Ocak ve Ağustos ayları arasında 177.476 hektarlık alan yandı. Yine Türkiye'de 2008 ve 2020 yılları arasında Ağustos ayında çıkan ortalama orman yangını sayısı 59 olurken bu sayı 2021 yılında 159'a çıktı. Aynı şekilde, Avrupa bölgesinde de yangın sayıları son yıllarda artış göstermektedir. Blok genelinde 2006 ile 2021 yılları arasında ortalama çıkan yangın sayısı 1.349 olurken bu yıl Ağustos ortası itibariyle 2.300'den fazla yangın kaydedilmiştir. Çıkan yangınlarda ise 700.000 hektardan fazla alanın yandığı belirtildi. Bunun yanı sıra aşırı sıcaklıklar su kıtlığına ve gıda güvensizliğine yol açıyorlar. Yüksek sıcaklıkların bir diğer önemli etkisi ise enerji sektöründe hissediliyor. Yüksek yaz sıcaklıkları elektrik talebinin artmasına yol açarken bu artış iletim hatlarının kapasitesini düşürerek elektrik kesintilerinin çoğalmasına sebep olabilir. Yapılan tahminler 2050 yılına kadar enerji talebinden kaynaklanan yıllık ortalama enerji harcamalarındaki artışın 30 milyar doları bulabileceğini göstermektedir. Ayrıca nehirlerin ve göllerin ısınması sonucu enerji santrallerinden gelen atık ısıyı emme kapasitelerinde azalma enerji üretiminin termal verimliliğini azaltabilir. Bu durum da enerji santrallerinin soğutma suyunun sıcaklığı çerçevesinde belirlenmiş olan çevre düzenlemelerine uyulmasını zorlaştırarak santrallerin kapatılmasına sebep olabilir.

Hükümetlerin yüksek sıcaklıkların yukarda belirtilen etkilerini aza indirmek, insanları iklim değişikliğinin etkilerinden ve sıcak hava dalgalarından korumak için sorumlulukları olduğunu belirten İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün iklim, halk sağlığı ve afete hazırlık uzmanlarına danışılarak hazırladığı tavsiyeler ve önlemler bulunmaktadır. Bu önlemlerden kısaca bahsetmek gerekirse öncelikle yüksek sıcaklıkların halk sağlığına yarattığı risklerin tespit edilmesi ve bu risklerin en yüksek olduğu bölgelerin belirlenmesi yer alıyor. Sıcaklıkları azaltmak ve acil müdahelede bulunmak için çeşitli planların yapılması ve halkın da bu konuda aktif katılım göstermesi gerektiği belirtiliyor. Riskleri azaltmak ve halkın farkındalığını artırmak için halk sağlığı ile ilgili kampanyaların düzenlenmesi ve politikaların geliştirilmesi gerekiyor. Enerji, su ve sanitasyona erişimin güvenilir ve uygun fiyatlı bir şekilde sağlandığından emin olunması gerekiyor. Halkın tamamının sıcak hava dalgaları esnasında acil yardımın gerekliliğine karşı bir bütün olabilmesi için tüm nüfusun erişilebilir olmasının sağlanmasının önemi vurgulanıyor. Soğutmaya önem verilerek risk altındaki nüfusun klimaya ve gölgeli alanlara ulaşımının artırılması belirtiliyor. Açık havada ya da fırınlar gibi sıcak ortamlarda çalışan insanların güvenliğinin sağlanması, çalışma saatlerinin sınırlandırılarak molaların artırılmasına değiniliyor. Sosyal hizmetlere erişim sağlanarak kapasitenin kontrol edilmesi çağrısında bulunuluyor. Sıcaklığın etkisinin ve acil durum müdahalelerinin ne kadar etkili olabildiğinin takibinin yapılması gerekiyor. Son olarak da ulusal ve yerel planların her zaman güncel tutulmasının önemli olduğu belirtiliyor.

Zaman ilerliyor ve iklim değişikliğinin etkilerini görmezden gelmek artık mümkün değil. Sera gazı seviyeleri azalmadığı takdirde yüksek hava sıcaklıkları insanlar ve diğer canlılar için bir tehdit olmaktan çıkmayacaktır. İnsanların bilinçlendirilmesi, toplumların ve şehirlerin iklim değişikliğine göre adapte edilmesi bu bağlamda büyük önem taşıyor. Dünya çapında yaşanılan yüksek hava sıcaklıkları, bunlara bağlı ölüm ve hastalıklar kader değildir. İnsan icadı olan bu durumun çözümünün yine insandadır.

bottom of page