top of page
Synergy Logo TR.png

Petrol Sızıntıları için Saç Matları - Gülce Özdilekcan


21. yüzyılda şimdiye kadar tarihimizde sayısız petrol sızıntısıyla karşılaştık. Bunları haberlerde izledik ya da gazetelerde okuduk. Bu sızıntıların çevre üzerinde sayısız uzun süreli etkileri olduğunu anlamak bilim insanı olmadan da mümkündür. Petrol sızıntıları 20. yüzyıldan beri bir kâbus olmuştur. Bu kazaların en yenilerinden biri 2010'da oldu ve resmi olarak insanlık tarihinin en büyük petrol sızıntısıydı. Üstelik ne yazık ki tesadüfiydi. Bu kaza literatüre BP Deepwater Horizon Petrol Sızıntısı olarak geçti. Patlama gerçekleştikten sonra resmi olarak 11 kişinin öldüğü açıklandı. Ancak 12 yıl sonra bile, sızıntıdan kaç kişinin ve hayvanın etkilendiğinden emin değiliz.


20 Nisan 2010'da Meksika Körfezi'ndeki Macondo Prospect'te faaliyet gösteren petrol sondaj kulesi Deepwater Horizon patladı ve battı. Olay patlamayla bitmedi, petrol sızıntısı yaklaşık üç ay devam etti ve okyanusa 4 milyon galon petrol dökülmesine neden oldu. Olay milyarlarca dolarlık davalarla devam etti ama ne yazık ki yaşananları geri alamadı. Petrol sızıntısının yarattığı pisliği temizlemek için hem şirket hem de Amerikan hükümeti tarafından milyarlarca dolar harcandı. Ancak tüm çalışmalar bölgeyi eski haline getirebilmek için yeterli değildi. National Geographic’in yaptığı çalışma uzmanların, 2020'de kazanın yarattığı etkilerinden hala emin olmadığını ve uzun vadede başka sonuçlar da beklediklerini ortaya koydu. Çevreyi iyileştirmek ve başka bir sızıntıyı önlemek için kullanılan teknolojinin kendisi 2010'dakiyle aynıydı.


BP, petrol sızıntılarını temizlemek için hem beklendiği kadar etkili olmayan hem de kullanımı tartışmalı birkaç yöntem kullandı. Bu yöntemler fiziksel ve kimyasal olarak sınıflandırılıyor. Petrol sızıntısının alanlarda yayılmasını önlemenin fiziksel yolu, basitçe fiziksel bariyerler kullanmaktır. Bu bariyerler, plajlar ve çiftlik alanları gibi önemli yerlere yerleştirildiler. Ayrıca, yüzeydeki yağı emmek için sorbentler ve özel süngerler yerleştirildi. Petrol yanıcı olduğu için bazı bölgelerde yakma yöntemini kullanıldı. Ancak bu, petrolün yarattığı etkilerdenn kurtulmanın en güvenli yöntemi değildi. Öte yandan, kimyasal yöntemler biraz tartışmalı ve insanlar bu yönteme tepki gösterdi. Dağıtıcılar, petrol moleküllerini daha küçük parçalara ayırmak için kullanıldı, böylece ya dalga onlardan kurtulacaktı ya da bakteri veya diğer mikroorganizmalar zaman içinde ondan kurtulacaktı. Ne yazık ki, kullanılan dağıtıcı da çevre dostu değildi ve bu da çevre ve canlılar için sayısız sağlık tehlikesine yol açtı. Bu yöntemin yan etkisi, daha küçük petrol moleküllerinin okyanusların dibini kaplaması ve mercan resiflerini korkunç şekilde etkilemesi oldu.


Saç matı nedir?

Kulağa iğrenç gelse de, saç bir numaralı yağ emicilerden biridir. İnsan saçı ve diğer çiftlik hayvanlarının saçı da işe yarar. Bu fikir 1999 yılında Lisa Gautier tarafından bir proje olarak ortaya çıktı. Saçın vücudun ürettiği doğal yağı emdiğini fark eden bir kuaför fikrinden etkilendi. Ne de olsa bununla başa çıkmak için şampuanlar kullanıyoruz. Saç matları adı verilen bir ürün yarattılar. Evlerden, çiftliklerden ya da kuaför salonlarından zaten atacakları saçları bağışlayan bağışlar toplayarak önce sosis gibi görünen bir saç demeti oluşturdular, saçlar naylon ceplerde toplanıp atılacak, petrolü emdikten sonra toplayacaklardı. Daha sonra, kullandıkları parçalanmayan naylon miktarını azaltmak için ürünlerini halıya benzeyen bir saç matıyla değiştirdiler. Saniyeler içinde saçın, BP'nin kullandığı kimyasallardan veya fiziksel bariyerlerden çok daha fazla petrol toplaması büyüleyiciydi. En önemlisi, hem çevre dostu hem de üretimi daha ucuzdu. Ancak, BP bu saç matlarını okyanusu temizlemek için kullanmaya istekli değildi, bu da bir diğer tartışmalı bir konu.


Büyük Şirketler Neden Saç Matı Kullanmadı?

İlk başta, bu olay gerçekleştiğinde Lisa, olası bir ortaklık hakkında BP'ye ulaştı. Ancak kendisine geri dönmediler. Sonuç olarak bilim insanları, çevre dostu olmayan polipropilen ile yaptıkları keçeli matlar kadar etkili olmadıkları sonucuna vardılar. Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi'nin (NOAA) Meksika Körfezi Afet Müdahale Merkezi direktörü Charlie Henry'ye göre, saç matlarının dezavantajı, suda ıslandıklarında ağırlaşacakları ve batacak olmalarından kaynaklanıyordu. Batar batmaz, zaten topladıkları petrolü derinlere salarlardı. İlk bakışta bu geçerli bir argüman gibi görünüyor. Ancak, başka tartışmalı fikirler de var. Konu hakkıda yapılan bilimsel çalışmanın baş yazarı, çevre bilimci Dr. Megan Murray’e göre, özellikle köpek kürkü, petrol sızıntısını temizlemede şaşırtıcı derecede iyiydi ve insan saçından ve hayvan kürkünden dökülenlerin çıkarılması keçeli mat kullanmaktan çok daha kolaydı.


Saç matlarını kullanmama konusundaki endişenin çevresel endişelerle değil finansal endişelerle ilgili olduğunu düşünüyorum. Bugün araştırmalarıma göre çok sayıda keçeli mat üreticisi var. Ancak BP'nin kullandığının üreticisinden emin değilim. Bu ürünlerin sadece petrol sızıntısı felaketlerinde kullanılma ihtimali oldukça yüksek. Neyse ki, bunun için küçük bir pazar var. Saç ve kürk matı üreticileri ürünlerini BP'ye satmak istediler ve muhtemelen daha küçük miktarlarda üretip bağışlarla çalışıyor olsalar da keçeli matlar o zamanlar oldukça büyük bir rakipti. Ancak sürece bakıldığında, üretimlerini artırmaya hazırdılar. 2010'dan beri Lisa, ürünlerinde ilerleme kaydetti ve sürdürülebilir bir çevre için başka projeler başlattı. Benim için saç matları, gezegeni daha iyi bir şekilde önemsemek için akıllıca bir seçim olmaya devam ediyor ve gelecekte popüler hale geleceğini ümit ediyorum.

Comments


bottom of page