top of page
Synergy Logo TR.png

Sıra Koalalarda - Başak Bozoğlu


Gergedanlar, deniz kaplumbağları, kutup ayıları, penguenler, sumatra kaplanı, Borneo fili, goril, gibi uzayıp giden nesli tükenen hayvanlar listesine bir yeni tür daha eklendi; koalalar. Hızla azalan habitatlar ve iklim değişikliği Avusturalya’da yaşayan koalaların neslini tehdit etmeye başladı. Geçtiğimiz hafta Avustralya hükümeti Avusturalya ’da yaşayan koalaların 2012’de “hassas türler” olarak sınıflandırıldığını, 2022’de Uluslararası Doğa Koruma Birliğini’nin (IUCN) kırmızı listesine alınarak nesli tükenmekte olan türler kategorisine alındığını açıkladı.


Koalaların türlerinin azalması sadece iklim değişikliği ve habitat sorunundan kaynaklanmıyor. 2019 yılında meydana gelen, tüm dünyada ‘Black Summer’ (Kara Yaz) olarak hatırlananan Avusturalya orman yangınlarında toplamda 60 bin koalanın öldüğü ve ciddi şekilde yaralandığı açıklanmıştı. Kıtada çıkan yangınlardan tahmini olarak 143 milyon memeli, 180 milyon kuş, 51 milyon kurbağa ve 2,5 milyar sürüngenden etkilendiğini öğrenilmişti. O dönemde ülkedeki yangınlar günlerce kontrol altına alınamamış soğal habitatı ve canlı türlerine geri dönüşü olamayacak olumsuz etkilerde bulunmuştu. Kar amacı gütmeyen bağımsız bir grup olan Avustralya Koala Vakfı, Avustrulya’da ki koala nüfusunun yüzde 41’e kadar azalmasıyla toplamda koala nüfusunun 58 binden daha aza indiğini açıkladı. Koala nüfusunun 2018'de ise yaklaşık 80 bin olduğu biliniyor. Dört yıllık bir süreçte bir türde gerçekleşen bu düşüş oldukça travmatik ve türlerin devamı için korkutucu boyutlarda. Vakıf eğer gerekli önlemler alınmazsa 2050 yılına kadar doğada koala türünün tamamen yok olacağını bildirdi.


Avustralya hükümeti kolalar için bir kurtarma planı yapılacağını ve koalalara yönelik tehditleri nesillerinin tükenmesini önlemek için gereken planların yapılacağını açıkladı. Ancak yangın öncesinde de koalalar iklim değişikliğinden dolayı temel beslenme maddeler olan okaliptus bitkisini yağış azlığı nedeniyle bulmakta güçlük çekiyordu. Son 10 yıldır sadece koalalar değil ulusal çevre yasaları kapsamında türlerin korunması ve doğal ortamlarının bozulmaması için plan tanımlanmış ancak şimdiye kadar Avustrulya Hükümeti bu durum için herhangi bir plan uygulamaya koymamıştı. Şu anda ise koalaların tüm dünyadaki merkezi olarak bilinen ve turistlik ziyaretlerinin bir kısmını buna borçlu olan Avusturalya hükümeti tehdit altındaki türler ve yaşam alanalrı için yaklaşık 200 kurtarma planı başlattıklarını belirtti.


2020 yılında yangın sonrası yayınlanan bir raporda Avusturalya’nın biyolojik çeşitliliğini travmatik bir oranda kaybettiğini ve dünyadaki bir anda en yüksek canlı türünün yok olması oranlarından birine sahip olduğunu açıklanmıştı. En büyük tartışmalardan biri ise böylesine büyük bir afetten sonra mevcut yasaların türleri ve canlı yaşamını korumak için çevresel düzenlemeler için uygun olmayışıydı. Bu konunun şu an pek çok kişi için Avusturalya’da ki koalardan bize ne şeklinde ifade ettiğinin elbet farkındayım. Ancak enerji verimliliğinin artırılmaya çalışılıp, sürdürülebilirlik üzerine projeler üretilmeye çalışılırken var olan doğal düzenin adım adım yerle bir olması maalesef işlevsel ve uzun ömürlü bir gelecek planı değil. Bir türün neslinin tükenmesi büyük çerçevede doğal yaşam zincirinde aksaklığa bu aksaklık doğal olaylarının bozulamsına, doğal olayları insanların ekip biçmesine, oradan üretim zorluklarından ekonomik sorunlara, toplumsal yozlaşmalara kadar sürüp gidiyor. Avustrulya çoğu kişinin bilebileceği için yaz mevsimine geçişte yangın afetini yaşayan ve buna göre tedbirlerini alan bir ülkedir. Ancak dümyadaki ekosistemin bozulması ve küresel iklim değişimi ile birlikte sıcaklıklardaki değişiklilk beklenenin üstünde yangınlara sebep olarak günlerce, aylarca durdurulamayan bir yangına neden olmuştu. Zinciri hiçbir zaman tek başına ele almamak gerekiyor. Doğadaki her şey insanoğlundan koalalara herşey bir bütün ve türlerin yok olamsı sanıldığının aksine sevimli bir canlı türünün artık olmayacak olmasından çok daha büyük bir soruna kaynak oluyor.


Avustrulya’da ilk yapılan hamle koalalar için 50 milyon dolar değerinde bağışın yapılmış olması oldu. Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) Avustralya’dan Stuart Blanch ise güçlü yasalar ve arazi sahiplerine yönelik teşvikler olmadıkça koalaların neslini tükenmekten korunamayacağını açıkladı. Para elbetteki canlı türlerinin takibi, besinlerinin sağlanması, bölgenin korunması açısından çok önemli bir yere sahip. Ancak iklim değişimine karşı alınabilinecek önemlere maddi destekler, fonlar, projelere yatırımlar yapılmadıkça sonuç sadece nesli tükenmekte olan hayvanlara para verme aktivitesine dönebilir. Bu durumda hem hükümetlerin hem insanların küçük büyük demeden kürüsel iklim sorunlarını bir an önce görmeye başlaması elinden gelen tüm değişime katkı sağlaması gerekir. En büyük değişim ise öncelikle bilinçlendirme ile başlıyor. Konunun sadece bir iki hayvan türünü kaybetmenin ötesinde doğal yaşamıda kaybetmek olduğunu olabildiğince insana aktarmak gerekiyor. Yoksa bugün koalalar yarın kuşlar diyerek elimizde çorak bir dünyadan başka bir şey kalmayabilir.

bottom of page